Tek Kullanımlık Separasyon Sistemleri, Sürdürülebilir Biyofarma Üretimini Nasıl Yükseltiyor?

Tek kullanımlık sistemlerin en büyük avantajlarından biri; su, enerji ve kimyasal kullanımını azaltma kapasitesidir. Geleneksel separasyon sistemleri sık sık temizlik ve sterilizasyon gerektirir; bu da yüksek miktarda su,  agresif kimyasallar ve enerji tüketimi anlamına gelir. Buna karşılık, tek kullanımlık separatörler önceden sterilize edilmiş olarak gelir ve kullanımdan sonra atılır, böylece yoğun sterilizasyon prosedürlerine ihtiyaç kalmaz.

CultureOne separatörünün piyasaya sürülmesiyle Alfa Laval, biyofarmasötik firmaların derin filtre (depth filter)sistemlerini önemli ölçüde azaltmalarını sağlıyor. Alfa Laval’da tek kullanımlık sistemler uzmanı Roger Lundblad, separatörün çevresel etkisini şöyle vurguluyor:
“CultureOne sayesinde, tek kullanımlık sistem kullanan biyofarma üreticileri her partiyle birlikte plastik atıkları önemli ölçüde azaltabiliyor. Bazı durumlarda filtre ihtiyacı %80’e kadar azalıyor. Bu sadece maliyetleri düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda katı ve sıvı atıkları da büyük ölçüde azaltıyor.”

Lundblad ayrıca atık azaltımının parti büyüklüğüne bağlı olduğunu açıklıyor. Örneğin, tipik bir 2000 litrelik partide, CultureOne Maxi kullanıldığında tek kullanımlık derin filtrelere (depth filters) kıyasla parti başına 500 kg’dan fazla katı atık tasarrufu sağlanabiliyor.

CultureOne santrifüjleri sadece çevre dostu olmakla kalmıyor, aynı zamanda derin filtre sistemlerine kıyasla operasyonel verimliliği de artırıyor. Alfa Laval’ın tek kullanımlık santrifüjleri, ürün geri kazanımını en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmıştır; bu da separasyon sürecinde daha fazla değerli ürünün elde edilmesi ve daha azının israf olması anlamına geliyor. Bu sayede ek filtreleme adımlarına ihtiyaç azalıyor, hem zaman hem de kaynak tasarrufu sağlanıyor.

Biyoproseslerdeki verimlilik artışı, doğrudan üretim hacmini ve maliyet tasarrufunu etkiliyor. Örneğin, %10 hücre yoğunluğuna sahip 2000 litrelik bir biyoreaktörle yapılan üretimde, CultureOne teknolojisi verimi %92,5’ten %98’e çıkarır — filtre kullanılan geleneksel süreçlere göre %5,5 daha fazla geri kazanım sağlıyor. Bu, 99 litre daha fazla ürün anlamına geliyor. Tipik olarak litre başına 3 gram ürün elde edildiğinde, bu 297 gram daha fazla ürün anlamına geliyor.

Monoklonal antikor (mAb) dozajı bağlamında bu artış oldukça önemlidir. Örneğin, 70 kg’lık bir hasta için ortalama 5 mg/kg dozla bu artan verimlilik, 850 ek doz üretimini destekleyebilir. Finansal olarak bu iyileşme, geleneksel tek kullanımlık derin filtrelere kıyasla 148.500 $ değerindedir. Finansal faydaların ötesinde, aynı girdilerle daha fazla ürün elde edilmesi, daha fazla hastanın tedaviye erişimini sağlar. CultureOne Maxi’ye geçiş ayrıca atıkları azaltır ve biyoproseslerde son derece verimli bir çözüm sunar.

Kaynak açısından verimli olmanın yanı sıra, tek kullanımlık sistemler operatörler için de oldukça pratiktir. Geleneksel filtreleme sistemleri genellikle sökme, temizleme ve yeniden montaj gibi yoğun bakım gerektirir ve bu da ciddi duruş sürelerine yol açabilir. Tek kullanımlık sistemler ise önceden monte edilmiş ve kullanıma hazır şekilde gelir. Bu da kurulum ve bakım süresini azaltır, üretim döngüleri arasında daha hızlı geçiş sağlar.

Roger Lundblad şöyle diyor:
“Ürünlerimizi kullanan firmalar sadece sürdürülebilirliği destekleyen değil, aynı zamanda operasyonlarını kolaylaştıran teknolojiler arıyor. CultureOne her ikisini de sunuyor — modern biyofarma üretiminin ihtiyaçlarını karşılayan bir çözüm.”